7 Mayıs 2011 Cumartesi

X-Men: First Class


2006-2007 yılları arasında, Jeff Parker tarafından yazılan ve Roger Cruz'un çizimlerini yaptığı X-Men: First Class çizgi roman serisinin bir uyarlaması olması beklenen filmde, bu seriye sadık kalındığı takdirde kahramanlarımızın gençlik yıllarına gideceğiz. Michael Fassbender'in canlandırdığı Magneto ve James McAvoy'un canlandırdığı Professor X'in bir grup genç mutanta liderlik yaptığı yeni X-Men, efsanenin başlangıcını anlatıyor ve tarihin akışını değiştiren küresel olayların arkasındaki sır perdesini aralıyor.Mutantlar kendilerini dünyaya deşifre etmeden ve Charles Xavier ve Erik Lensherr, Profesör X ve Magneto isimlerini almadan önce, ikili, güçlerini yeni keşfetmeye başlayan iki genç adamdı. Birbirlerinin düşmanı haline gelmeden önce diğer Mutantlarla beraber çalışarak dünyayı tehdit eden en büyük tehlikeyi durdurmaya çalışan bu iki yakın arkadaş arasında zamanla patlak veren anlaşmazlıkla birlikte Magneto Kardeşliği ve Profesör X'in X-Men'i arasında süregelen ezeli savaşın temelleri atılır...

SİNEMA AŞKINA!..



Her şey bu aşkla başladı. Sinemaya aşık birkaç insan bir araya geldi sonra onlara başkaları katıldı, sinema aşkı Eskişehir Film Festivali’ne, festival bir tutkuya dönüştü...
Film festivalleri büyük heveslerle başlar. Kimilerinde bu heves birkaç yıldan sonra sönüp gider, kimileri de kurumsallaşır, yıllara meydan okur. Belli bir kimliğin, bir amacın olması, teknik koşulların kusursuzluğu, seçici bir program, aksamadan yürüyen bir organizasyon, ciddi bir ekip, yeterli bir bütçe, kurumsal destekler ve bir de bu işi yapanların içindeki sinema tutkusu... Bunlar bir film festivalini gerçek bir sinema şölenine dönüştürür.
Eskişehir Film Festivali’ni Türkiye’de yapılan film festivalleri içinde özel, farklı kılan şey festivalin ‘’üniversiteli’’ kimliğidir. Ekibinin tamamının öğretim üyesi ve öğrenciler olduğu uluslar arası bir film festivalini on üç yıldır gerçekleştiriyor olmanın haklı gururunu yaşıyoruz.
Festival programından, film gösterimlerine, film arkası söyleşilere, sinema derslerine, seyircisine kadar her şeyi ile bu kimliğe göre biçimlendi, ’’üniversiteli’’ olmanın sorumluluğunu hep taşıdı.
Amacı ise en başından belliydi: Sinema Kültürünün gelişmesine,herkes tarafından paylaşılıyor olmasına hizmet etmek, gençlerin yaratıcılıklarını geliştirebilecekleri ortamları hazırlamak, sinema üzerine düşünen, araştıran, üreten insanları ödüllendirmek ve sinemaya emek verenleri yüceltmek, herhangi bir kurumun bağlayıcı, sınırlandırıcı baskısı olmadan, Anadolu Üniversitesi’nin güvenli çatısı altında ve tamamen özgür...
Her yıl yaklaşık on bin kişi, on iki yılda yüz binden fazla kişi festivale katıldı, filmleri izledi. Hepsinin değilse de birkaçının kalbinde sinema ateşini tutuşturabildiysek ne mutlu bize...
Değerini katılanların, meraklılarının iyi bildiği Eskişehir Film Festivali’nin büyük bir bütçesi yok, medyada ille de yer almak için parlak törenleri, yerli yabancı şöhretleri, patlayan havai fişekleri de yok. Ama nitelikli bir film festivalinin sahip olması gereken her şeyi ve onlara ekleyebilecek çok özel bir şeyi ‘’ekip ruhu’’ var...
Ancak yaptıkları işe inanan insanlar bir araya geldiğinde oluşabilecek bir ekip ruhu bizi güçlendiriyor, üstelik bu ruh yaş aldıkça gençleşiyor.
Daha önceki yıllarda festivale gösterim aşamasında katılan öğrencilerimiz bu yıl festivalin mutfağına da girdiler. Neler mi yaptılar?.. Elinizde tuttuğunuz kitabın tasarımı, dizgisi, festival afişi, tanıtım filmi, web sayfası, sponsorluk görüşmeleri... uykusuz geceler, sabaha karşı eve dönmeler... Bütün bunlar derslerin, sınavların arasında oldu. Mesut, Asya, Duygu, Ege, Sedef, Kerim, Can, Mert, Sinan, Berkay, Çağrı, Elif, Hüseyin, Gizem, Candaş, Deniz... Festivalin her aşamasında bizimle beraber bütün enerjilerini, yaratıcılıklarını ortaya döktüler. Burada gösterdikleri başarının mezun olduklarında yapabileceklerinin göstergesi olduğuna kuşku yok, hepsi ile gurur duyuyoruz.
Sinema Aşkı ile bir araya gelip, her türlü sıkıntıya katlanıp, film festivali yapan ekip başka festivallerde var mı bilmiyorum. Bu tarz belki eskilerde kaldı, festivaller artık profesyonellerin elinde başka yöntemlerle yapılıyor. Eskişehir Film festivalini özel kılan ise tam da bu tarz ve belki başka festivallerde bulamayacağınız içtenliği ve çoşkuyu festivalin tümüne yayıyor.
Her türlü filme erişimin, internetin sağladığı kolaylıklarla mümkün olduğu bir çağda film festivallerinin hala ilgi görmesinin nedeni onlara duyulan ihtiyaçtır. Film festivalleri, birlikte yaşamayı ortak hayaller, düşler kurmayı unuttuğumuz giderek yalnızlaştığımız bir dünyada bize ortak bir faaliyete katılmanın verdiği paylaşma, aidiyet duygularını yaşatır ve görünmez bağlarla bizi birbirimize bağlar.
Festivalin ana mekanı Sinema Anadolu, bu bağı kuran bir buluşma yeri olarak bir süreliğine evimiz olacak. Sinemanın önünde toplanan kalabalık birbirini tanımasa bile ortak bir şeyin parçası oldukları duygusunu gözleri ile paylaşacaklar.
Anadolu Üniversitesi Uluslararası Eskişehir Film Festivali’nin sürdürülmesinde göstermiş oldukları anlayış ve destek için Rektörümüz Prof. Dr. Davut Aydın’a ve Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Naci Gündoğan’a teşekkürler.
Sinema Kültürüne Katkı Ödülleri Yarışmamızın seçici kuruluna, festivale katılan yönetmen, oyuncu ve basın üyelerine, festivale destek veren tüm dostlarımıza teşekkürler.
Festivalin on üçüncü yılının güzel anılarla dolu bir yıl olarak akıllarda kalması dileği ile, iyi seyirler.


Prof.Dr Gülseren Güçhan


Festival Başkanı
Basın Bülteni için
http://eskfilmfest.anadolu.edu.tr/13effbb.pdf

Trailer Addict- Movie Trailers