22 Mart 2011 Salı

Just Go With It - Hayatım Yalan


1969 yapımı Cactus Flower'ın yeniden çevrimi..
Bir plastik cerrrahi uzmanı olan Danny McGabe, kadınları tavlamak için sıradışı bir yöntem kullanmaktadır: Evlilik. Bekar olan Danny evli ama mutsuz olduğu yalanı ile tek gecelik bir çok ilişki yaşamıştır. Evlilik onun emniyet kemeridir. Ta ki hayatının aşkı Palmer ile karşılaşana dek... Kendisinden yaşça küçük bir ilkokul öğretmeni olan Palmer, ona yalan ve çapkınlık dolu eski hayatını unutturmuştur.
Ancak Danny, günün birinde cebinde unuttuğu alyans nedeniyle Palmer'a yakalanır ve boşandığını söylemek zorunda kalır. Elbette bu durumda yalanını destekleyecek eski bir eş bulmak zorundadır, yardımına işyerindeki Katherine Murphy koşar. Katherine ile evli olduğu yalanını yutturmaya çalışan Danny, bir de çocukların devreye girmesi ile iyice zor durumda kalır.
Bu aralar beyazperdeye uğrayan bol romantik soslu komedilerden biri daha. Adam Sandler filmi elbette ya da Jennifer Aniston'mı desem; bir de üzerine Nicole Kidman'ın harika oyunculuğunu ve Brooklyn Decker'ın güzelliğini katarsak ortaya gayet hoş bir film çıkıyor. Çocuk oyuncuların zaman zaman rol çaldığını da es geçmemek gerekli, özellikle Adam Sandler'ın kızı rolündeki Bailee Madison'a dikkat. İyi seyirler..

No Strings Attached - Bağlanmak Yok


Bir adam ve kız ilişkilerini sadece fiziksel olarak yürütmeyi dener. Ama daha fazla şey istediklerini öğrenmeleri uzun sürmez.Bu klasik kadın erkek hallerinden birine ne katıyor peki bu film ? Açıkçası pek bir şey değil, sevilen oyuncuları beyazperdede görmek dışında, ve de kimyaları tutmuş elbette.. İnandırıcılık konusunda sıkıntı vermeyecek oyuncular zaten. Ashton Kutcher karakterini gerçekten iyi canlandırıyor, hakkını yememek lazım; bu rolü ve benzerlerini çok oynadı. Natalie Portman'a en olmayacak rolü verseniz bile başarıyla kotarıyo zaten.. Bu filmdeki sıkıntı yan rollerin vasat kalması ki bu tarz romantik komedi filmlerinin mizah konusuna en çok destek olan öğesidir ama dediğim gibi yan karakterler hiçbir destek vermiyor ana karakterlere.. Sonuç olarak sıkılmadan izlenir ama bir şey de kazandırmaz filmlerden.. İyi seyirler..

21 Mart 2011 Pazartesi

The Kids Are Allright, really allright ?


Lezbiyen bir çift olan Nic ve Jules, yapay döllenme ile çocuk sahibi olmuşlardır, hem de iki kere. Çocuklar ergenliğe girdiklerinde gerçek babaları ile tanışmak isterler. Paul adındaki donör onların babalarıdır ve çocuklar Paul'ü anneleri ile tanıştırmak ister. Paul'ün gelmesi aile düzenini değiştirecek ve yepyeni bir aile tanımının yapılmasına yol açacaktır.
Son dönemlerde izlediğim en iyi filmlerden biri tür ayrımı yapmaksızın. Yönetmenliği olsun , senaryosu olsun, oyunculukları! olsun, eksiksiz bir film The Kids Are Allright. Bu başarı da en büyük pay sahibi Julianne Moore.. Filmin yapımcılığını üstlendi ve kadroyu istediği gibi belirledi, oyuncuları ikna etmek de ona kaldı elbette. Sonuç olarak maddi olarak küçük çaplı bir yapım ve dağıtımda sorunlar yaşanabiliyor böyle filmlerde özellikle kısıtlı bütçe yüzünden. Ama film Amerika'da gişeden de eleştirmenlerden de istediğini aldı..
En son aile konusuna en iyi değinen film American Beauty'ydi. Yine Annette Benning filmi taşıyan bir oyuncu olmuştu Kevin Spacey'le birlikte. Bu sefer rolün karşı tarafını üstleniyor ve bir aile reisinin bütün sıkıntılarını, sinirini, mutluluğunu ve sorumluluğunu eksiksiz yansıtıyor beyazperdeye. Bu aileye bizim gibi dışarıdan bakmıyor, içeriden nasıl göründüğünü en iyi şekilde anlatıyor eşcinsel ebeveyn olmanın zorluklarını. Ve elbette Mark Ruffalo, aileye sonradan dahil olan ve şimarık çocuk olmaya hevesli orta yaşlı bir adamı abartıya kaçmadan anlatıyor. Aile hayatının, gerçek bir ebeveynin sorumlulukları olmadan keyifli olabileceğinin farkına varıyor ama gerçek aile reisi ailesinden bu kadar kolay vazgeçmeyeceğini gösteriyor..
Şarap tadında filmler vardır; bu da onlardan birisi.. Sıkılmadan ve içten duygularla gerçek bir sinemaseverin favorilerine ekleyeceği bir yapım.. İyi seyirler..

Harry'nin Son Tangosu !


Harry Potter ve Ölüm yadigarlarını, Zümrüdüanka Yoldaşlığı ve Melez Prens’de olduğu gibi filmi bu kez de İngiliz yönetmen Davit Yater yönetti.

Senaryoyu ise daha önce Felsefe Taşı, Sırlar Odası, Azkaban Tutsağı, Ateş kadehi ve Melez prens’in senaryosunu yazan Steve Kloves yazdı.

Bu senaryo ise çok daha önceleri yazılan J.K Rowling’in popüler kitap serisine dayalıydı. Harry Potter ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 2, bu yaz 15 Temmuz‘da her yerde aynı anda sinemalarda.

J.J. Abrams ve Spielberg'ün Yeni Projesi "Super 8"



Super 8 - Super 8Tür : Bilim Kurgu 
Gösterim Tarihi :
 17 Haziran 2011
Yönetmen : J.J. Abrams 
Senaryo : 
J.J. Abrams
Yapım : 2011ABD

Oyuncular

Elle Fanning , Kyle Chandler , Amanda Michalka , Ron Eldard , Noah Emmerich ,Gabriel Basso , Ryan Lee , Zach Mills

Yıl 1979...Nevada'da Area 51' adıyla anılan gizli bir askeri bölgeden Ohio'ya çok özel bir kargo taşınmaktadır. Bu kargoyu taşıyan yük trenine intihar saldırısı gerçekleştirilir ve tren raydan çıkar. Ancak tren kazası, bu özel kargonun serbest kalmasına neden olur. Dünya bunun sonuçlarını yaşayacaktır.

Abrahams filmi, Spielberg'in 80'lerde çektiği bilimkurgu filmlerine bir gönderme olarak nitelendiriyor...






3 Mart 2011 Perşembe

Eskişehir Film Festivali Sinema Kültürüne Katkı Ödülleri

Yazan: Murat Tolga Şen

1-8 Mayıs 2011 tarihinde, 13.sü gerçekleşecek olan Anadolu Üniversitesi Uluslararası Eskişehir Film Festivali’nin gelenekselleşen “Sinema Kültürüne Katkı Ödülleri” bu yıl ki sahiplerini arıyor.
Uluslararası Eskişehir Film Festivali, bu yarışma ile Türkiye’de sinema kültürünün gelişmesine ve sinemanın düşünsel boyutunun zenginleşmesine katkıda bulunmak üzere, bu alanda çalışan yazar ve akademisyenleri desteklemeyi amaçlamaktadır.

“En İyi Sinema Kitabı”, “En İyi Sinema Makalesi”, “Televizyonda Yayınlanan En İyi Sinema Programı/ En İyi İnternet Sinema Dergisi/ Sitesi/ Blog” olmak üzere üç ayrı alanda sahiplerini bulacaktır. Yarışmanın üçüncü kategorisinde sadece bir adet ödül verilecektir.
Sinema Yazarları ve Akademisyenlerden oluşan beş kişilik bir “Seçici Kurul” tarafından değerlendirilecek “Sinema Kültürüne Katkı Ödülleri” için son başvuru tarihi 20 Mart 2011’dir.
Başvuru koşulları hakkında detaylı bilgiye “13. Anadolu Üniversitesi Uluslararası Eskişehir Film Festivali”nin resmi internet sitesi olan http://eskfilmfest.anadolu.edu.tr/ adresinden ulaşılabilmektedir.
“Bu yıl 13.sü gerçekleşecek olan Anadolu Üniversitesi Uluslararası Eskişehir Film Festivali, 1-8 Mayıs 2010 tarihlerinde Eskişehir’de sinemaseverleri bir araya getirecek.”
Sinema kültürüne 13 yıldır katkıda bulunan “Anadolu Üniversitesi Uluslararası Eskişehir Film Festivali”, dinamik ekibiyle ve üniversite gençliğinin de ilgisi ve katılımıyla çalışmalarına yoğun olarak devam ediyor.
“Uluslararası Eskişehir Film Festivali”, bir üniversite kenti olan ve çok sayıda üniversite öğrencisini barındıran Eskişehir’de, sinema adına yapılan tek uluslararası etkinlik olma özelliği taşımaktadır.
“Anadolu Üniversitesi Uluslararası Eskişehir Film Festivali”nin amacı; sinema tarihinin klasikleriyle, sanatsal nitelikteki yeni örnekleri gösterebilmek, sinemanın uluslararası ve ulusal alanda öne çıkmış yönetmen, oyuncu ve akademisyenlerini seyirci ile buluşturmak, seyredilen filmler üzerine tartışmak, seminerler, atölye çalışmaları ve paneller düzenleyerek Türk Sinemasının yeni yaratıcıları olacak gençlere kendilerini geliştirebilecekleri ortamlar yaratmaktır.
Her yıl büyüyen yaşına rağmen, büyüdükçe gençleşen dinamik ve yenilikçi ekibiyle “Anadolu Üniversitesi Uluslararası Eskişehir Film Festivali”, bu yıl da yine her yıl olduğu gibi sinemaseverlere “sinema şöleni” yaşatacak dopdolu bir içeriğe ve 13. yılına özgü yepyeni etkinliklere sahip.
13. Anadolu Üniversitesi Uluslararası Eskişehir Film Festivali’nde: “Sinema Tarihinin Unutulmazları” “Dünya Sinemasının Genç Yıldızları” “Dünya Festivallerinden Ödüllü Filmler” “Konuk Ülke Sineması” “Türk Sineması” “Hayatımız Belgesel” “Kısa Filmler” “Canlandırma sineması” “Gece yarısı sineması” başlıkları altında filmler gösterilecektir.
Anadolu Üniversitesi Uluslararası Eskişehir Film Festivali” kapsamında sinemaseverleri sinemayla buluşturmanın yanı sıra, “Seminer”, “Panel”, “Atölye çalışmaları”, “Sergi” ve “Sinema Kültürüne Katkı Ödülleri” gibi çeşitli etkinlikler de gerçekleşecektir.

Dünyagöz Kısa Film Yarışması

Dünyagöz Hastaneler Grubu, sinemaya gönül veren üniversite öğrencilerine destek olmak amacıyla kısa film yarışması düzenliyor. Teması ‘Gözlerde HD Kalitesi’ olarak belirlenen yarışmanın son başvuru tarihi 29 Nisan 2011 olarak belirlendi. Yarışmanın büyük ödülü ise 10.000 TL olarak açıklandı.



Dünyagöz Kısa Film Yarışması Afiş
Dünyagöz Kısa Film Yarışması Afiş
 , 11.02.2011 -- Göz sağlığında verdiği kaliteli hizmetin yanı sıra yaptığı kültür ve sanat çalışmalarının desteklenmesi kapsamında da fark yaratan Dünyagöz Hastaneler Grubu, sinemaya gönül veren üniversite öğrencilerine destek olmak için kısa film yarışması düzenliyor. 

Tema ‘Gözlerde HD kalitesi’
Hayata daha iyi bakmak kavramından yola çıkılarak bu yılki teması ‘Gözlerde HD Kalitesi’ olarak belirlenen Dünyagöz Kısa Film Yarışması’na, üniversite öğrencileri süresi 4 dakikayı geçmeyen kısa filmleriyle 29 Nisan 2011 tarihine kadar başvurabilecek. Yarışmaya katılan filmler, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Prof. Dr. Suat Gezgin, Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Peyami Çelikcan, Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Öğr. Gör. Ali Saydam, Oyuncu Ali Poyrazoğlu, SİNEBİR Başkanı ve yönetmen İsmail Güneş ve Sabah Gazetesi sinema yazarı Olkan Özyurt gibi isimlerden oluşan bir jüri tarafından değerlendirilecek. 

Büyük ödül 10.000 TL 
Yarışmada birinci olan filme 10.000 TL, ikinci filme 6.000 TL, üçüncü filme ise 4.000 TL ödül verilecek. Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi, www.gozdeflimler.com adresinde yer alıyor.

Yarışma gelenekselleşecek
Bu yıl ilki gerçekleştirilecek Dünyagöz Kısa Film Yarışması’nı gelenekselleştirmeyi hedeflediklerini ifade eden Dünyagöz Hastaneler Grubu İcra Kurulu Üyesi Gülferi Yıldırım Öğün, “Dünyagöz Hastaneler Grubu olarak kültür, sanat ve sinemaya destek vermeyi sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Bu nedenle sinema öğrencilerinin hem yaratıcılıklarını hem de eğitimlerini desteklemek için Dünyagöz Kısa Film Yarışması’nı düzenliyoruz. Hedefimiz bu projeyi geleneksel hale getirmek ve üniversite öğrencilerine desteğimizi her yıl artırarak sürdürebilmek” dedi. 

And The Oscar Goes Toooo !!


Sinema dünyasının en prestijli ödülleri Oscarlar, ABD'nin Los Angeles kentindeki Kodak Tiyatrosu’nda sahiplerini buldu.

Tören her zaman olduğu gibi Kırmızı Halı seremonisi ile başladı. Yıldızların şıklık yarışına girdiği gece sürprizsiz bir şekilde bitti.

Tören sunucular James Franco ve Anne Hathaway'in şovuyla başladı. Ödüllerde ilk sunumu ise Tom Hanks yaptı. Hanks, sanat ve görüntü yönetmeni kategorilerinde kazananları açıkladı.

Tom Hanks'ten sonra sahneye efsanevi oyuncu Kirk Douglas çıktı. Douglas, En İyi Yardımcı Kadın Oscar'ını sunmadan önce Anne Hathaway'e döndü ve ''İnanılmaz güzelsin, benim zamanımda neredeydin sen?'' dedi.

Tom Hooper imzalı 'The King's Speech/ Zoraki Kral' En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Orijinal Senaryo dallarında Oscar ödülünü kazanarak geceye damgasını vurdu.

Colin Firth 'En İyi Erkek Oyuncu' ödülüne ulaşırken, gecenin en güçlü adaylarından Natalie Portman da En İyi Kadın Oyuncu seçildi.

'The King's Speech' ile birlikte en güçlü favori konumunda olan 'The Social Network/ Sosyal Ağ' 'En İyi Uyarlama Senaryo' ve 'En İyi Müzik' dallarında ödüle ulaştı.

En fazla adaylık sahibi filmlerden 'True Grit' sıfır çekerken, Inception aday olduğu teknik dalların çoğunda ödülü kazandı.

En İyi Yardımcı Oyuncu dallarında da sürpriz olmadı. 'The Fighter'daki performanslarıyla Christian Bale ve Melissa Leo ödüle ulaşan isimler oldu.

'Yabancı Film' kategorisinde Biutiful'u

n kazanması beklenirken ödül 'In a Better World' ile Danimarka'ya gitti.

Kategoriler ve kazananlar:

En İyi Film: The King's Speech

En İyi Yönetmen: Tom Hooper (The King's Speech)

En İyi Erkek Oyuncu: Colin Firth (The King's Speech)

En İyi Kadın Oyuncu: Natalie Portman (Black Swan)

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Christian Bale (The Fighter)



En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Melissa Leo (The Fighter)

En İyi Uyarlama Senaryo: Aaron Sorkin (The Social Network)

En İyi Orijinal Senaryo: David Seidler (The King's Speech)

En İyi Yabancı Film: In a Better World (Danimarka)

En İyi Görüntü Yönetimi: Inception - Wally Pfister




Trailer Addict- Movie Trailers